Evrenin bir nedeni olmalı. Bu neden bir başlangıç olarak düşünülürse zorunlu olarak bu
nedenin eşi olmayan, mükemmel ve özgün olması gerekir. Bu düşünce şekli bölünemezliği, niceliksizliği, tekliği kapsar. Bizler için bu teklik, karşılaştırma yapabilirsek mümkün hale gelir. Ancak karşılaştırma bilinç ve dualite (ikilik) anlamında mümkün olur. İşte bu nedenle yaradılış, kusursuz bir şekilde BİR ve İKİ sayıları arasında gerçekleşir ve dualite yaratılan evrenin temel özelliği olarak karşımıza çıkar. Aslında bu dualite bir cinsellik ilkesidir ve beyinsel bilinci üreten bir dizi olayın karşılaştırmasını içerir ve teklik özünde kendisine bakışı yaratır. Bölünemez nitelikli ve polarize olmamış enerji veya Tanrı, kendi tekliğinin bilincinde var olduğu sürece, Tanrı ya da polarize olmamış enerji olarak nitelendirilir. Bu nedenle evren sadece bilinç ve başlangıcından sonlanmasına kadar, bilincin evrimiyle başlangıç nedenine bir dönüşü olası kılar. Her dinin veya inisasyon temelli her topluluğun amacı bu nihai dönüş yolunu öğretmektir. Deepak Chopra, the future of god isimli kitabında ‘’Tanrı'nın geleceği parçalanmış akıldan bir bütün akla, zaman içindeki düşüncelerden zaman dışındaki farkındalığa, kendi bilincimizin evrimindedir’’ savını ieri sürer. Kuantum mekaniği ve yerçekimi kombinasyonu, üç boyutlu dünyayı, saklanabilir görüntülü veri olması için, holografik görüntü gibi iki boyutlu projeksiyon gerektirir.