Kutsal Geometri, Gnostik Hıristiyanlık, Gizemli Dinler, Kutsal yazılar, Kabala, Simya gibi arkaik ve metafizik bilimlerin gizlenmiş kodlarının kilidini sembolik olarak açan olağanüstü güçlü bir anahtardır. Kutsal Geometri’nin belirtilen alanlara uygulanmasıyla, zihin gözünde geometrik ilişkiler bakımından yüksek boyutda kozmik ölçekte bir kapı açılır. Bu şekilde, Kutsal Geometri kapsamında, kozmoz ile ilgili gizli yapısal bilgileri keşfetmek mümkün olur.
Çoğumuz lise öğrenimizden, geometriyi sonsuz aksiyomları,tanımları, önermeleriyle sıkıcı bir ders olarak hatırlarız. Oysa geometri, düşünsel ve zihinsel olarak, biçimsel, yapısal, mantıksal, sezgisel ve sanatsal bakımdan entegre bir bütündür. Sezgisel ve sanatsal olarak
entelektüel süreçlerin, rasyonalizmin timsali olan, sol beyinden kaynaklandığı düşünülür. Oysa, Geometri’nin pratikteki sezgisel ve entelektüel tarafı hem sağ, hem de sol beyinsel bir faaliyettir. Uygarlığın başlangıcında dahi, piramitler, tapınaklar, megalitik yapılar, ve Sümerlerin basamaklı zigguratları gibi geometrinin varlığını ve önemini görüyor ve anlıyoruz. Eski zamanlardan beri geometri, tarihsel açıdan günümüze kadar yüzyıllar boyunca, farklı kültürler tarafından Afrika’da, Güneydoğu Asya’da, Endonezya’da, Roma'da, Amerikan
Yerlileri arasında Kolomb öncesi Kuzey Amerika’da, Çin’de, Orta ve Güney Amerika'da, klasik Yunanistan'da ve Avrupa'da yaklaşık 4000 yıl önce Megalitik dönemde, ve yine yaklaşık 3000 yıl sonra muhteşem katedrallerin inşa edildiği Gotik dönemde, bilimsel ve sanatsal olarak daima kullanılmıştır. Geometri, özellikle Klasik Yunanistanda, Pisagor, Platon ve konuyla ilgili ilk gerçek ders kitabını yazan Euclid gibi ünlüdüşünürlerin felsefi öğretilerinin özünü kapsamaktadır. Geometri hakkında az çok bilgimiz olsa da, kutsal kavramlı geometri hakkında bilgimiz hemen hemen hiç yoktur. Kutsal, kelime olarak, Tanrı'ya adanmış olan,
Tanrısal olan, güçlü bir dinsel saygı uyandıran, karşı çıkılmaması gereken bir kavramdır. Genel anlamlarını ifade ettiğimiz kutsal kelimesi gerçekte kültürel görecelik ve dini farklılıkları aşar. Kutsal kelimesinin, zihnin belli bir dinsel öğretide, bazı nesneler üzerine yansıtılan bir nitelik olmasının ötesinde, daha özgün bir yeri ve anlamı olmalıdır. Geometri, belli bir dinsel öğretiyle sadece müminin gözünde kutsal olamaz. Kutsal geometri, belli dinsel öğretilerin dışında, kantitatif olarak bütün dini metaforları aşan gerçekliğin, ilahi düzenin, sembolik kavramı olmalıdır. Tanrı'nın var olduğu düşünülürse kutsal kelimesi anlamlı olur, aksi
takdirde kelime olarak ''kutsal'' anlamsız ve ''kutsal geometri'' kavramıda saçma olur. Kutsal geometri, hem ruhsal hem de fiziksel, kozmik bilinç tarafından kantitatif olarak tasarlanmış kozmik gerçekliği, Tanrının doğasını, ilahi tasarımı, tıpkı bir ayna gibi yansıtan sembolik bir metafordur. Kutsal geometrik sembolizma, ne belirli bir din veya ruhsal felsefe yada doktriner fikirleri kapsamalı, ne de insan yapımı bir sembolizma olmalıdır. Kantitatifolarak bütün dini metaforları aşan, Tanrının doğasında gerçekliği somutlaştıran, sembolik bir geometri olmalıdır. Genel anlamda Platoncu olan matematikçiler ya da kuramsal fizikçiler için
matematiksel gerçekliğin nedenlerinden biri, kutsal geometrinin güzelliğidir. Güzellik gerekli nitelik olabilir ama yeterli değildir. Her ne kadar kutsal olanın güzel olması gerekirse de, güzel olan bile, ilahi kökenli olmadıkça gerçek değildir. Kutsal geometri bu tür olağanüstü özelliklere sahip olmalıdır. Zira, aşkın bir varlığa ,ilahi akla işaret ederken kutsallıkla birlikte sanatsal da olmalıdır. Pek çok matematiksel işlevsel özelliklerinin yanısıra, akılcı, geleneksel açıklamaları bulunmalıdır. Geometrik bir nesnenin, kutsal geometrik niteliğe sahip olup olmadığını anlamanın nesnel kriterleri vardır. Bu hususu irdeleyebilmek için ilkin, Pisagor’dan günümüze kadar gelen ilahi nitelikli bilgiyi ele almak, incelemek gerekir.